info@huseyinpehlivan.av.tr | 0 232 501 20 20 | 0 232 441 55 58

KADININ ADI



Merhaba sevgili dostlar,
     Geçen haftalarda sevgililer günü ile ilgili yazımda bahsettiğim gibi,bazı sevgilerin,bazı duyguların belirli bir güne hapsedildiği günlerden birisi olan dünya kadınlar gününü kutlamaktayız.
     Ülkemizde yaşananlara baktığımızda,bunun bir kutlama olduğunu söylemenin imkanı yok.Zira son kadınlar gününü kutladığımızdan bu yana,ölen yaralanan sakat kalan,cinayetlere,tecavüzlere uğrayan,ensest ilişkilere kurban giden,kadınlarımızın sayısı çoklu rakamlarla ifade ediliyor.Üstelik bunlar bilinen duyulan ve basına yansıyanlar.Buzdağının bir de görünmeyen tarafı var.Benin inancım bilinmeyen duyulmayan ve gündeme gelmeyen,öldürme yaralama tecavüz,intihar  ve taciz olaylarının  gündeme gelenlerden çok daha fazla olduğu yönünde.
     Geçen yıldan bu yana değişen bir şey yok.Zira geçen yıl bu zamanlar toplum olarak Özgecan Arslan’ı konuşuyorduk.Kaderin cilvesine bakın ki,bu yıl ise yaklaşık aynı tarihlerde Cansel Buse Kınalı’yı konuşuyoruz.Gelecek yıl kimi konuşacağız kimbilir.İsimler değişir ama maalesef olaylar değişmez.Sadece mağdurun kimliği farklı yaşananlar ise hep aynıdır.
     Duygu Asena kadının adı yok isimli bir kitap yazdığında filmlere de konu olan bu kitap dolayısıyla epeyce bin sansasyon olmuştu,Aradan geçen yıllar içinde kadının adının daha fazla silindiği,daha fazla geri plana itildiği açıkça görülüyor.Tabiki,kadının insan olup olmadığını,ölmüş kadınla veda seksini,çocuk yaşta evlilikleri  tartışan ülkeleri görünce gene de halimize şükretmemiz gerekiyor.
     Ancak önemli olan şükretmenin yanında bir çok Avrupa ülkesinden bile daha önce tüm haklarını elde eden kadınlarımızın,haklarına sahip çıkması.Bunu erkeklerden,toplumun diğer kesimlerinden ya da yöneticilerden beklememesi.Oysa ki topluma baktığımızda  kadınlarımızın,haklarına sahip çıkmak bir yana haklarının elinden alınmasına rıza gösterdiğini görmekteyiz.Aslında öncelikli düzeltilmesi gereken hakkın sahiplerinin o hakkın bilincine varıp ona sahip çıkmasıdır.Çözümün ilk adresi budur.Kendi hakkına sahip çıkmayanın başkasından bir şey bekleme ve ona  söz söyleme hakkı yoktur.
     Kadınlar günü nedeniyle,paneller,konferanslar,açık oturumlar televizyon programları düzenlenecek,konuşmacılar süslü laflar edecek,çiçekçiler satış rekorları kıracak,yemekler yenecek,eğlencelere gidilecek ve belki de güzel bir gün geçirilecektir.Ama ertesin gün gene değişen bir şey olmayacaktır.
     Her şeyin görüntüsünü yapmayı ve işin özüyle değil teferruatı ile uğraşmayı seven bir millet olduğumuz için,kadınlar günü ile ilgili kutlamalarımız ve kadınlarımıza verdiğimiz değer de maalesef  görüntüde kalacak ve her şey eskiden olduğu gibi ve belki daha da kötüleşerek devam edecektir. 
     Kadınlarımıza da tüm insanlarımıza da gerçek değerinin verildiği,cinayetlerin,tecavüzlerin,intihar ve tacizlerin ve her gün bir yenisini izlediğimiz kadın ölümlerinin olmadığı bir ülke dileğiyle iyi haftalar.