info@huseyinpehlivan.av.tr | 0 232 501 20 20 | 0 232 441 55 58

BATI TRAKYA İZLENİMLERİ 1



BATI TRAKYA İZLENİMLERİ -1-
21 Kasım 2015 Cumartesi 23:42:11

Merhaba sevgili dostlar.
     İzmir Barosu tarafından düzenlenen bir gezi programı dahilinde 6-10 kasım tarihleri arasında Yunanistan’ın Batı Trakya bölgesi ile Makedonya’ya bir gezi gerçekleştirdik.O kadar hoş ve bazen o kadar hüzünlü olaylar yaşadık ki izlenimlerimi sizlerle paylaşmadan yapamadım.


     Yunanistan’a geçtikten sonra  ilk durağımız Gümülcine kenti idi.Gümülcine’ye indiğimizde kendimizi sanki ülkemizde orta büyüklükte bir Anadolu kentinde gibi hissettik.Her yer son derece güzel Türkçe konuşan insanlarla dolu idi.Adeta bir Anadolu kentinde gibi çay,kahve ve börek fasılları yaptık.Hiç yabancılık hissetmedik ve sanki yabancı bir ülkede olduğumuzu anlamadık bile.
     Şehri gezdikten sonra Gümülcine Türk Gençlerbirliği’ne gittik.Orada hepsi pırıl pırıl,kırmızı yanaklı,renkli gözlü folklor oynayan Türk kızları bizi karşıladı.Daha sonra yoğun katılımlı bir toplantı ile dertleştik konuştuk ve soydaşlarımızla hasret giderdik.Dernek başkanı,çevre kentlerin dernek,vakıf ve sendika başkanları,seçilmiş müftü ve Türk milletvekilleri bizleri karşılayanlar arasındaydı.Konuşmalarda en çok dikkatimizi çeken ise hepsinin konuşmasına Türklük ile başlayıp,Müslümanlık ile bitirmesi ve Atatürk’e olan büyük hayranlıklarını dile getirerek onu dillerinden düşürmemeleri idi.
     3-4 yaşında çocuklar bile son derece düzgün ve arı bir Türkçe konuşuyorlardı.Bu onların dillerini ve milli benliklerini kaybetmemek kimliklerini asimile ettirmemek için ne denli yoğun bir çaba içinde olduklarının göstergesiydi.Çünkü okul öncesinden başlayarak çocuklarına gerekli eğitimi vermekteydiler.Yunanistan tarafından Türk kelimesinin kullanılması yasaklanmış olsa da,dernekte Türk ismi gururla yazıldığı gibi bayrağımız da dalgalanmakta idi.Gümülcine’den çok sıcak bir uğurlama ve kısa süren dostluklar ile ayrıldık.
     İkinci durağımız İskeçe kenti idi.Gümülcine kadar olmasa da yine yoğun Türk nufusunun olduğu ve bize benzeyen bir kentte gezerek ve gayet kolay anlaştığımız insanlarla sohbet ederek bu şehri de gezip oradan ayrıldık


     Akşam saatlerinde ise adeta Kuşadası’nı andıran bir sahil kenti Kavala’ya ulaştık.Kavalalı Mehmet Ali Paşa tarafından yaptırılan saray ve kendisinin heykeli halen kentte durmakta idi.Ancak bu kentte Türk nüfus oldukça azalmıştı.Buna rağmen Türkçe konuşan insanlarla karşılaştık.Yaptığımız araştırmada bunların Rum diye tabir edilen aslında Anadolu’dan göç etmiş hıristiyan Türklerin çocukları ve torunları olduğunu öğrendik.Muhteşem manzarası ile geceyi bu kentte geçirdik.


     Kavala’dan sonra sınırı geçerek Makedonya’ya ulaştık.Makedonya’da ilk durağımız Manastır kenti idi.Bu kentte Atatürk’ün okuduğu askeri okulu gezdik.Hazırlanan videoyu izledik.Duygulu anlar yaşadık.Bu kentte de Anadolu’dan esintiler devam ettiği gibi sürekli Türkçe konuşan veya Türk kökenli olan insanlarla da karşılaşıp muhabbet etme imkanı bulduk.Ayrıca Elveda Rumeli dizisinin çekildiği sokakta ve meydanda gezerek fotoğraflar çektirdik.Atatürk’ün ilk aşkı Eleni’nin evinin önünden geçtik  ve esnafın yoğun ilgi ve sevgisi ile karşılaştık.
     Manastır’dan sonraki durağımız Resneli Niyazi nedeniyle adından söz ettiren ve elmaları ile ünlü Resne kenti idi.Orada Resneli Niyazi’nin doğduğu evi görüp sarayını ziyaret ederek elmalardan satın alıp,Ohrid kentine doğru yola çıktık.


     Akşam üstü ulaştığımız Ohrid kenti Avrupa’nın en derin gölünün kenarında  inci ve sedefleri ile ünlü bir şehir.Ertesi sabah ekibimizin tüm bayanları alışverişe daldı.İnci ve sedef satılan dükkanların esnaflarının çoğu Türk’tü.Onun dışında da sokakta gezerken Türk kökenli insanlara rastladık.Arı Türkçeleri ile sohbetler ettik.Avrupa Birliği üyesi olmadığı için Denar isimli parayı kullanan Makedonya’da euro yanında gayet rahat Türk lirası ile de alışveriş etme imkanı bulduk.Dikkati çeken bir husus ise Makedonya’nın inanılmaz ucuz bir ülke olduğu idi.Bunu yaptığımız harcama ve alışverişlerde bizzat gördük.
    Daha sonra ise duygusal anlar yaşasak ve küçük ve kısa dostluklar kursak ta asıl duygu yoğunluğunun ve hüzünlü dakikaların yaşanacağı törenlere katılmak üzere Makedonya’dan tekrar Yunanistan’a geçerek Selanik kentine doğru hareket ettik.
     Asıl hüznü ve duygulu anları ise hem 10 kasım törenlerinde ve hem de daha sonra olmak üzere Selanik’te yaşadık,Selanik’te yaşadığımız duygu dolu dakikaları ve diğer ilginç olayları ise yazımın ikinci bölümünde sizlerle paylaşacağım.
    Mutlu ve huzurlu hafta sonları…